Shortlings

Sunset Blvd. Filminin Konusu Ne?

EN - FR - TR - RU - ES - DE - PT - JP - KR - AR
EN - FR - TR - RU - ES - DE - PT - JP - KR - AR
Hayal edin: Hollywood'un çifte mirasının yılan gibi dolambaçlı yolunda seyahat ediyorsunuz—burası, rüyaların hem inşa edildiği hem de yıkıldığı yer. Film noir türünün vazgeçilmez örneklerinden biri olan Sunset Blvd. filmine dalarken işte bu manzara bizim mekânımız oluyor. Şimdi, atıştırmalıklarınızı hazırlayın; çünkü Tinseltown'ın az ışıldayan koridorları boyunca unutulmaz bir yolculuğa çıkıyoruz.

Anlatı, muhteşem bir ağ örüyor! Talih yüzü görmeyen senarist Joe Gillis ile tanışıyoruz ve trajik hikâyemiz başlıyor. Borç tahsildarlarından kaçışın ortasında, eski bir sessiz film yıldızı olan Norma Desmond'un küflenmeye yüz tutmuş malikanesine sığınıyor Joe. Gösteriş düşkünlüğünden bir gram bile eksilmeyen Norma'yı eşsiz Gloria Swanson canlandırıyor. Norma'nın ihtişamı solmuş olsa da, spot ışıklarına olan özlemi ve büyüklük kuruntuları hâlâ şiddetle yanıyor. Joe, Norma'nın yanılsama dolu dünyasına kapılıyor; onun bir nevi hizmetkârı, sırdaşı ve tamamen onun emrine boyun eğmiş bir yazardır, çünkü Norma, Joe'nun yeniden yazacağı anlamsız senaryosunun eski şöhretini geri getireceğine inanıyor.

Yönetmen Billy Wilder, sadece bir hikaye anlatmıyor; Hollywood'un rüya üretme kompleksinin daha kasvetli yansımalarını işleyerek, endüstrinin daha az parıltılı ve karanlık yönlerini aydınlatıyor. Sunset Blvd., şöhretin ardındaki bitmek bilmeyen kovalamaca, eğlence dünyasının oynaklığı ve unutulmuşluğun getirdiği çaresizliği içeren motiflerle dolu. İzleyiciler, Norma'nın aklının yavaş yavaş çözüldüğüne ve Joe'nun ahlaki ikilemler içinde bocaladığına şahit oluyor, bireylerin kendilerini bireylerin ötesinde bir makinenin içinde bulunduğunun giderek farkına varıyorlar.

Norma'nın yaşadığı malikane, kendi başına bir varlık haline geliyor—geçmiş zaferlerinin mezarı, artık ona zindan olan başarı sembolleri ile dolu. Bu dekorun önünde, bireyler arasında değil, silikleşmiş bir ikon ile onun geçmiş benliğinin yansıması arasındaki sapkın bir aşk hikayesi açılıyor. Norma'nın geçmiş başarılarıyla etkileşimi, hem bir aşk ilişkisi hem de korku hikayesi olarak son buluyor; "Ben çekime hazırım, Bay DeMille," diyen ürkütücü son sahnesiyle.

Protagonistimiz Joe, asla pasif bir izleyici değil. Onu baştan çıkaran sadece Norma'nın ta kendisi değil; Norma'nın çılgınlığının ona sunduğu şatafatlı yaşam tarzıdır. Ahlaki kararlar ve rahatlığın çekimi arasında bocalayan Joe, refah arayışında sıkça yapılan ahlaki ödünlerin bir örneğini sergiliyor. Ancak, Norma'nın durumu giderek daha vahim bir hal alırken, Joe'nun bu yanılsamada boğulması ölümcül hale geliyor—Hollywood'un parlak cephesini gerçek sanmanın beraberinde getirdiği tehlikelerin acı bir uyarısı oluyor.

Amerikan sinemasının panteonunda Sunset Blvd., anlatının gücüne kalıcı bir anıt ve kibir ve nostaljinin tuzakları hakkında bir uyarı hikayesi olarak yerini koruyor. Bu film, sadece bir hikaye anlatımını aşarak, Hollywood'un altın günlerinin hayaletlerini gözler önüne seriyor, Kırık Düşler Bulvarı'nda dolaşıyor, ünün geçiciliği hakkında fısıldıyor. Ve yıllar sonra hala, Hollywood'un bireyleri tanrılığa yükseltebileceğini, ancak bir projektörün ışığının sönmesiyle onları unutuluşa mahkum edebileceğini gösteriyor. Bu sanayi çatısı altında, bazen en çarpıcı hikayeler kamera arkasında gelişenlerdir.

Trending NOW